Sinir temeli olan bir çocukta alerjiler


Çocuğun alerjileri alerjik midir? Modern bebekler sadece birçok yiyeceği yememekle kalmıyor, bu yüzden şimdi rahatsızlıklarının ve streslerinin sebebi nedir? Çocukta sinirsel bir alerjinin olabileceği düşüncesi vardır. Bu gerçekten mi?

Tıbbi açıdan bakıldığında, bu tamamen doğru değildir. Çocuklarda alerjik hastalıkların patojenik temeli, immünopatolojik reaksiyonlardır. Gelişimi, vücudun alerjenik özelliklere sahip maddelere ve bileşiklere duyarlılığı (duyarlılığı) ile ilişkilidir. Alerjenlerin vücudun iç ortamına nüfuzu, sindirim sistemi (gıda ürünleri, ilaçlar, gıdada kimyasal katkı maddeleri), inhalasyon (ev hava alerjenleri, polen alerjenleri, kimyasal bileşikler), kan yoluyla parenteral olarak (farmakolojik ajanlar, aşılar), alerjenin derideki yutulması (kimyasal bileşikler).

Çocuğun yaşının belirli alerjenlere karşı duyarlılık gelişimine etkisi izlenir. Örneğin, yaşamın ilk yıllarındaki çocuklarda besin alerjisi daha sık gelişir. Organizmanın alerjenlere duyarlılığı, alerjik patolojiye kalıtsal yatkınlığı olan çocuklarda, yabancı antijenlere göre kavite organlarının düşük bariyer işlevi ve çocuğun alerjenle uzun süreli temas etmesi ile daha hızlı gerçekleşir. Burada, alerjik reaksiyonun gelişmesi altında stresörlerin önemi hakkında söylemek uygun olacaktır. Bu nedenle, stres çocuğun alerjisinin sebebi değildir, ancak provokatiftir, durumu şiddetlendirir.

Erken yaşlarda, bebek için stres yapay beslenmeye geçiş ve annenin emzirmeye sonlandırılması ve tamamlayıcı gıdaların ilk tanıtımı olabilir. Önemli bir negatif duygusal faktör çocuğun izolasyonu, anneden ayrılması, iletişim eksikliği ve ebeveynlerin sevgisidir. Okul çağında, bir çocuk değerlendirmeler, öğretmenler ve akranlarla ilişkiler nedeniyle yaşayabilir. Bir çocuğun yaşadığı tüm olumsuz duyguların bir şekilde veya bir şekilde alerjik bir hastalığın gelişimini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Çocuklarda alerjik hastalıkların artmasıyla bağlantılı olarak, özel önleme programlarının geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir.

Yüksek alerjik aktiviteye (süt, yumurta, balık, meyve suyu vb.) Sahip olan gıdaların hamileliği sırasında annelerin aşırı alımı fetal duyarlılığa neden olabilir. Bebeklerde atopik hastalıkların (diatez) gelişmesi, anneler tarafından hamilelik sırasında taşınan bulaşıcı hastalıklara yatkınlıklar ve bununla bağlantılı olarak yapılan antibiyotik tedavisi ve özellikle penisilin serilerinin antibiyotikleri, predispozisyona yol açabilir. Pasif sigaranın gebelik sırasında fetüse olan etkisi, bronşiyal astımı olan çocukların% 46'sında görülmüştür. Tekstil ve kimya işletmelerinde hamilelik sırasında çalışan kadınlarda, cilt ve solunum organlarının alerjik hastalıklarının yüksek oranda görülme sıklığı görülmektedir. Fetusun hipoksisi, annenin düşüklüğü, kardiyovasküler ve bronkopuler hastalıklar tehdidi, doğumun patolojik seyri, alerjilerin gelişimini önemli ölçüde etkiler. Çocuklarda atopik hastalıkların gelişme riski, hamilelik sırasında annenin maruz kaldığı viral hastalıklar sonrasında artmaktadır.

Sunulan veriler, alerjik yükü azaltma ihtiyacını haklı çıkarmaktadır: ürünlerin yüksek duyarlılık aktivitesi ile dışlanması, ilaç tedavisinin sıkı endikasyonlarla kısıtlanması, mesleki tehlikelerden kaçınma, sigarayı bırakma, viral hastalıkların gelişiminin önlenmesi.

Küçük çocuklarda, gıda alerjisinin başlıca nedeni, inek sütü proteinlerine karşı toleranssızlıktır. Emzirme, gelişimini önlemenin en etkili yoludur. Anne sütü, süt karışımlarından 60000-100000 kat daha az bettalaktoglobulin içerir. Bu nedenle, anne sütü ile beslenen çocuklar, alerjik patolojinin ortaya çıkması ile ilişkili risk altındayken, inek sütünün annelerinin beslenmesinden yok edilmesi gereklidir.

Solunum sisteminin alerjik hastalıklarının ortaya çıkması için başlangıç ​​faktörü ve hepsinden önemlisi, bronşiyal astım viral bir enfeksiyondur. Virüs insidansının azaltılması, bu çocuk grubunun fiziksel olarak geliştirilmesi ve alerjen dostu bir rejimin sürdürülmesi ile sağlanabilir.

Ebeveynlerin ve diğer yetişkin aile bireylerinin sigara içmesi ARI riskini artırır, bronşların spesifik ve spesifik olmayan uyaranlara karşı reaktifliğini artırır. Bu bağlamda, pasif içicilik, yüksek alerjik belirtiler ve özellikle bronşiyal astım riski faktörüdür. Ailende sigara bırakma, çocuklarda alerjik hastalıkların birincil korunmasının en etkili önlemleri arasında sayılabilir.

Artık bir çocuk için sinirsel bir alerjinin ne olduğunu ve bebeğin hayatındaki bir alerjinin nasıl ele alınacağını biliyorsunuz.