Hırvat Cumhuriyeti, Orta Avrupa'nın incisidir.

Pitoresk adalar, Adriyatik Denizi'nin turkuaz suları, eski yapılar ve kültür anıtları - Hırvatistan'da, sürpriz bir şekilde unutulmaz bir konaklama için gerekli olan tüm bileşenler bir araya getirildi. Ülkede bir kez Dubrovnik'i mutlaka ziyaret etmelisiniz. Şehrin Arnavut kaldırımlı taş sokakları, Osmanlı, Bizans ve Avrupa dönemlerine damgasını vurmakta, dünya imparatorluklarının eski büyüklüğünü hatırlatmaktadır.

Dubrovnik, Hırvatistan'ın sembollerinden biri

Şehir merkezi: Dubrovnik'in zarif çan kulesi ve Lodge meydanında Aziz Vlah Kilisesi

Residence Sponza ve Princely Sarayı - Napoliten Barok mirası

Zagreb, turizm yolunun başka bir zorunlu durağı. Hırvatistan'ın başkentini bir kez gördükten sonra, Orta Çağ'ın tüm cazibesini koruyan bu modern şehirle sonsuza kadar aşık olabilirsiniz. Gotik katedrallerin, şapellerin ve meydanların ihtişamını, kahveleri ve müze komplekslerinde boğulup rahat kahvelerini çekiyor. Tarihi merkeze (Yukarı Şehir) gitmek için, daha önce Lotrscak kulesinden muhteşem Aziz Stephen Kilisesi, Başpiskopos Sarayı ve Josip Jelacic meydanına muhteşem manzaralar sunan bir teleferik alabilirsiniz.

XIII yüzyılda dikilmiş olan St. Mark Kilisesi, çatıdaki renkli çatı kiremitlerinin mozaik amblemleriyle dekore edilmiştir.

Zagreb Katedrali ve Lotrščak Kulesi'nden Başpiskoposun Sarayı Panoraması

Mezarlık Mirogoy - ülkenin olağanüstü kültür ve sanat figürlerinin mezar yeri

Hırvat doğasının güzelliği, mimarinin ihtişamından daha aşağı değildir. Plitvice Gölleri Milli Parkı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil değildir - şelaleler, etrafı ardıç adaları ve kayalık uçurumlar ile bozulmamış göllerin şelaleleri, hayretler içinde hayranlık uyandırmaya zorlanır. Krka Park aynı adı taşıyan nehri koruyor - derin bir kanyonda akıyor, çok sayıda arkadan sular, göller ve su yolları oluşturuyor.

Plitvice Gölleri'nin çok katmanlı şelaleleri heyecan verici bir manzaradır.

XVII yüzyıl Visovac Fransisken adası manastır Krka parkta yer almaktadır