Dahası, Paris'in en eski ve en ilginç semtlerinden biri olan Montmartre'de (Fransızların “şehitlerin tepesi”) yer almaktadır. Metrodan çıkan şehir, bir sonraki mimari şaheserlerle bizi büyülüyor. Bölge rahatsız edilen bir karıncaya benzer. Her halükarda, canlandırma her yerde tam anlamıyla hüküm sürer: çamurlu vitrinlerde, kaldırım ve bisiklet yollarında, kötü kokulu kafelerde. Monoton bir sokak söylentisinde, bir polis sireninin kefaleti çöküyor.
80'lerin sonunda Sovyet bit pazarını anımsatan dar sokaktan etkilendik. Buradaki patlama ticareti bir dakika için durmuyor. Ve bir yığın halinde dökülmüş, yağmurla yıkanmış mallar kaldırımın üzerine dağılmıştır. Lonelytourists, bir portre veya karikatür yapmak için sadece 15 dakika süren sanatçılar tarafından sürekli saldırıya uğrar. Montmartre her zaman ressamlar için favori bir yer olmuştur: bir keresinde Renoir, Degas ve diğer ünlüler burada yaşadı ve çalıştı. Ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bohem çeyreğinin rolünün Montparnasse'ye gittiği gerçeğine rağmen, Montmartre bugün tüm dünyadan onbinlerce hacıyı kendine çekiyor. Tepenin üstünde 1876 yılında inşa edilen ünlü Sacré-Coeur Katedrali bulunur. Burada özellikle dikkatli olmalısınız: Paris'in muhteşem manzaralarının görüldüğü gözlem güvertesinde. Göçmenler Paris'in gerçek belasıdır. Felaketin boyutları rakamlarla gösterilebilir: bugün Paris nüfusu kentsel nüfusun% 40'ından daha fazla değildir.
Bir Paris, ancak iyi, Fransa sınırlı değildir. Bu nedenle, duyumların tamlığı için, Loire'nin kalelerini görmek için illerden gideceğiz. Doğru yer Paris'e arabayla üç saat uzaklıktadır. İddialı ve karışıklık yoktur, doğanın temizliği ve güzelliği ile doğaya çarpar ve sakinler, bugün sadece eski Fransız filmlerinde duyulabilecek gerçek bir Fransız mirasıdır. Klasik Fransız edebiyatının eserlerinde anlatılan küçük kapalı çini evleri, sessiz pitoresk çimler ve yoğun ormanlarıyla bu Fransa'dır.
Rus otokratlarının taşan lüks saraylarına kıyasla, Versailles oldukça basit görünüyor. Görünüşe bakılırsa, Fransız kralları büyük marjlıydı ya da imparatorlarımız daha çok paraya sahipti. Bir şekilde ya da başka, "XVII yüzyılın Fransız sanatının şaheseri" nin coşkusu abartılı görünüyor.