Minos efsanesi: Girit - Zeus ve Minotaur adası

Eylül, Girit'te seyahat etmek için harika bir zaman. Akdeniz'in sıcak turkuaz dalgaları, nazik güneşi, sarp dağları, pitoresk boğazlarla dolu ve tatlı yaprak döken yeşilliklerle gölgelenmiş, stres altında kalmış bir şehir sakini için bir cennet.

Samaria Milli Parkı - onsekiz kilometre kanyona sahip eşsiz bir rezerv

Dikti Mağarası: burada, eski efsanelere uygun olarak, tanrıça Rei Zeus doğurdu

Ama meraklı turist de sıkılmayacak - antik ada ona şanlı tarihinin sırlarını açığa çıkaracak. Minotaur labirenti olarak bilinen Knossos Sarayı'nı ziyaret etmek, Minos mimarisini keşfetmek için harika bir başlangıç. Kraliyet ikametgahı, pek çok heykel ve dekoratif fresk ile güzelce tasarlanmış bir kompleks değil, aynı zamanda antik mimarların mühendislik sanatının bir örneğidir.

Knossos Sarayı - Girit mimarisinin sembolü

Festus ve Gortin’in sarayı, daha az ilgi görmez. Birincisi, Minoan ve Helenistik dönemlerin yaşamının canlı bir örneğidir ve ikincisi, orijinal Girit mirasının arkeolojik bir hazinesi olarak kabul edilir.

Birkaç kat üzerinde bulunan Fest kalıntıları - eski zamanların kanıtı

Odeon Gortiny - Dorik'te yazılı sütunlarla Giritli amfi tiyatro

XIII. Yüzyıldan kalma dağ manastırı Kera Kardiotissa, değerli bir Ortodoks kalıntısını dikkatle korudu - Aziz Lazarus'un yazarlığının Meryem'in simgesi. Efsaneye göre, ikonun iyileştirici gücü o kadar büyüktü ki, tedavi edilemez hastalıklardan kurtuldu.

Theotokos Cardiotissa yüzyıllarda kaybolur, ancak manastırdaki ikonun tam kopyası Hıristiyan hacıların önemli bir türbesi haline gelmiştir.

Agios Nikolaos'ta bir kez, Arkeoloji Müzesi'ne gitmeye değer. Doğu Girit'in eski sergilerinden oluşan kapsamlı sergisi için dikkat çekicidir. Pekala, ev eşyalarının parlak bir koleksiyonunu toplayan folklor kompleksi, adanın geleneklerini ve kültürünü size anlatacak.

Agios Nikolaos arkeoloji müzesinin salonlarından birinde antik vazolar

Agios Nikolaos Folklor Müzesi'nde halk el sanatları sırları