Çatışma: Babalar ve ailede çocuklar

"Babalar ve çocuklar" arasındaki çatışma, bir çatı altında bir arada yaşayan nesiller arasındaki bir çatışmadır. Babalar ve çocuklar farklı nesillere aittirler, tamamen farklı psikolojiye sahiptirler. Kuşakların her biri kendi gerçekliğini taşıyor olsa da, bu nesiller arasında asla mutlak bir anlayış, birlik olamaz. Erken yaşlarda çatışma çığlık, gözyaşları, kaprisler şeklinde kendini gösterir. Çocuğun büyümesiyle, çatışmaların nedenleri de “yaş”. Bugünkü makalemizin teması "aile içinde çatışma, babalar ve çocuklar" dır.

Çatışmanın kalbinde çoğunlukla ebeveynlerin kendi başlarına ısrar etme arzusudur. Ebeveynlerinden baskı altında olan çocuklar direnmeye başlar ve bu da itaatsizliğe, inatçılığa yol açar. Çoğunlukla ebeveynler, bir şey talep etmek ya da çocukları bir şey yapmaları için yasaklamak, yasak ya da taleplerin nedenini yeterince açıklayamaz. Bu, yanlış anlaşılmaya yol açar, bunun sonucu karşılıklı inatçılık ve bazen de düşmanlıktır. Çocukla görüşmeler için zaman bulmak, tüm yasaklamaları, ebeveynlerin öne sürdüğü gereksinimleri tartışmak gerekir. Birçok baba ve anne, ailelerin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için birkaç vardiyada çalışılması gerekliyse, zamanın nerede bulunacağı konusunda öfkelenecektir. Fakat ailede normal bir ilişki yoksa, o zaman bu materyale ihtiyaç duyan kim?

Çocuk ile yürümek, konuşmak, oynamak, yararlı edebiyat okumak gerekir. Ayrıca, babalar ve çocuklar arasındaki çatışmanın nedeni, ikincisinin özgürlüğünün kısıtlanması olabilir. Her zaman bir çocuğun özgürlüğüne hakkı olan bağımsız bir kişi olduğu unutulmamalıdır. Psikologlar, çocukların ve ebeveynlerin yanlış anlaşılmasının kötüleştiğinde, çocuğun büyümesinin birkaç aşamasını ayırt ederler. Şu anda yetişkinlerle çatışmalar daha sık görülür. İlk aşama üç yaşında bir çocuk. Daha kaprisli, inatçı, kendini beğenmiş hale gelir. İkinci kritik yaş yedi yıldır. Yine, çocuğun davranışı inkontinans, dengesizlik ile karakterizedir, kaprisli hale gelir. Ergenlik döneminde çocuğun davranışları olumsuz bir karakter kazanır, çalışma kapasitesi azalır, yeni çıkarlar eski çıkarların yerini alır. Şu anda ebeveynlerin doğru davranması önemlidir.

Bir çocuk doğduğunda, ailesi onun davranış modeli olur. Ailede güven, korku, sosyal, utangaçlık, güven gibi nitelikleri kazanır. Ve ayrıca, ebeveynlerin kendisine farketmeden, fark etmeden çatışma durumlarındaki davranış biçimlerini tanımaktadır. Bu nedenle, ebeveynlerin ve çevredeki çocuğun ifadelerinde ve davranışlarında daha dikkatli olmaları önemlidir. Bütün çatışma durumları en aza indirilmeli ve barışçıl bir şekilde çözülmelidir. Çocuk, ebeveynlerin hedeflerine ulaştıkları için mutlu olmadıklarını, ancak çatışmayı önlediklerini görmelidir. Çocuklarınızdan özür dilemeli ve hatalarınızı kabul etmelisiniz. Çocuğunuz size bir sürü olumsuz duyguya neden olmuş olsa da, özgürce dizgin verdiğinizde, sakin olmanız ve çocuğunuza bu şekilde duygularınızı ifade edemeyeceğinizi açıklamanız gerekir. Çocuğun disiplini konusu çelişkiye yol açabilir.

Çocuk küçükken, ebeveynler özgürlüğünü kısıtlar, çocuğun korunmuş olduğu sınırları belirler. Küçük bir çocuğun güvenlik ve rahatlık hissi ihtiyacı vardır. Kendisinin her şeyin kendisi için yapıldığı merkez olduğunu hissetmeli. Fakat çocuk büyüdükçe, ebeveynler, bencilli doğasını yeniden inşa etmek için sevgi ve disipline ihtiyaç duyarlar. Bazı ebeveynler bunu yapmaz, çocuğu herhangi bir disiplin olmaksızın sevgiyle ve umurunda kuşatır. Çatışmalardan kaçınmak isteyen yetişkinler, kontrolsüz davranışları olan bir egoistin, ebeveynlerini manipüle eden küçük bir tiranın çocuğu için tam özgürlük verir.

Diğer uç, tüm taleplerinin koşulsuz olarak yerine getirilmesini talep eden ebeveynlerdir. Bir çocuğu büyütmek, bu tür ebeveynler her defasında kendi gücünde olduğunu gösterir. Buna sahip olan çocuklar bağımsızlık eksikliğinden muzdaripler, büyümüşler, ebeveynleri olmadan hiçbir şey yapamazlar.

Tersine, yetişkinlerin taleplerine direnen çocuklar, çoğu zaman iğrenme ve kontrol edilemeyecek kadar büyürler. Ebeveynlerin görevi, çocuğun duyguları ve ihtiyaçları ile ilgili kaygılarla birlikte açık bir ebeveyn pozisyonunu korumak için, ortayı bulmaktır. Bir çocuk, kendi çocukluğu için, hayatı boyunca yaptığı hatalar ve zaferlerle hakkı olan bir kişidir. Ergenlik çağında, bir çocuk 11-15 yaşlarında olduğunda, ebeveynlerin hatası, çocuklarında kendi fikirleri olan ve ailesinin görüşleriyle örtüşmeyen hedefleri olan yeni bir kişiyi görmeye hazır olmadıklarıdır. Çocukta ergenlik çağındaki fizyolojik değişikliklerin yanı sıra duygudurum sıçramaları gözlenir, sinir bozucu, hassas hale gelir.

Kendi herhangi bir eleştirisinde, kendisi için sevmediğini görür. Ebeveynlerin ergenleri yeni duruma adapte olmalı, bazı eski görüşleri ve kuralları değiştirmelidir. Bu yaşta, bir gencin haklı olarak iddia ettiği şeyler vardır. Arkadaşlarını, ailesinin empoze ettiği şeyleri değil, doğum gününe davet edebilir. Sevdiği müziği dinleyebilir. Ve ebeveynlerin kontrol etmesi gereken diğer birçok şey, ama daha önce olduğu gibi değil. Çocuğun hayatına ebeveyn dikkatini düşürmek, özellikle ailesinin çıkarları için daha fazla bağımsızlık göstermesine izin vermek gerekir.

Ama bir gencin ahlaksızlığını ve terbiyesini tolere edemezsiniz, sınırları hissetmelidir. Ebeveynlerin görevi, gencin ebeveyn sevgisini hissettirmek, onu anladıklarını bilmek ve her zaman onun ne olduğunu kabul etmektir. Tabii ki, bir yandan, ebeveynler bir çocuğu doğurdu, büyüttü, bir eğitim verdi ve zor durumlarda destekledi.

Öte yandan, ebeveynler, sürekli olarak çocuklarını kontrol etmek, kararlarını etkilemek, arkadaş seçimi, ilgi alanları vb. Ebeveynler çocuklara tam bir özgürlük verdiyse de, düşündükleri gibi, yine de, bazı planların uygulanmasında, hatta fark etmeden bile, çocuğu getiriyorlar. Bu nedenle, er ya da geç çocuklar ebeveynlerini terk ederler, fakat bazıları bir skandalla, ebeveynlerine karşı bir kızgınlık duygusuyla ayrılırlar ve diğerleri anne-babanın anlayışıyla şükranla ayrılırlar. Böylelikle, aile içindeki çatışmaları, babaları ve çocukları gerçeğin iki yanıdır, ailenizde rızanın geçerli olacağını umuyoruz.